TİAD, Covid-19’un sektöre etkilerine yönelik bir araştırma gerçekleştirdi
Katma değerli üretim ve ihracat için stratejik bir öneme sahip olan takım tezgahları sektörü, Covid-19 salgınından ciddi şekilde etkilenirken; TİAD tarafından gerçekleştirilen ‘Sektörel Etki Analiz Araştırması’ da, sipariş iptallerinin otomotivde yüzde 73’lere çıktığını gözler önüne serdi.
Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TİAD), sanayide ana imalat malı olarak kullanılan ve ‘makineleri yapan makineler’ olarak tanımlanan takım tezgahları sektörünün Covid-19 salgınından etkilenme düzeyinin tespiti için bir araştırma yaptı. Dernek üyelerinin katılımı ile gerçekleşen ‘Sektörel Etki Analiz Araştırması’nın verilerine göre; en çok sipariş iptalleri, ‘ana müşteri’ durumunda bulunan ve aynı zamanda en önemli daralmayı yaşayan otomotiv, kalıpçılık, beyaz eşya, havacılık ve medikal alanlarında gerçekleşti. İptallerde yüzde 73 ile otomotiv sektörü başı çekerken; sırasıyla yüzde 28 ile kalıpçılık, yüzde 22 ile beyaz eşya, yüzde 15 ile havacılık, yüzde 13 ile makine ve yüzde 7 ile de medikal sektörü, iptallerin en yoğun yaşandığı iş kolları oldu.
Araştırmaya göre; Türkiye’de eski iktisadi duruma dönülme tarihi yüzde 22 ile üçüncü çeyrekte, yüzde 3 ile dördüncü çeyrekte, yüzde 72 ile de 2021 yılında gerçekleşecek. Söz konusu soruyu cevaplayanların sadece yüzde 3’ü, eski iktisadi duruma dönülme tarihi olarak 2022 yılını işaret etti.
Varlık: “Türkiye’nin yeni bir hikâye yazması için çaba harcıyoruz”
Sipariş iptallerine bağlı daralmaya ve krize rağmen, sektörlerinde işten çıkarmaların yaşanmadığını vurgulayan TİAD Başkanı Fatih Varlık, Covid-19 ile gelen yeni normalde Türkiye’nin yeni bir hikâye yazması için çaba harcadıklarını söyledi.
Gerçekleştirdikleri araştırma kapsamında, dernek üyelerine krizin Türkiye ekonomisine etkilerini sorduklarını aktaran Varlık, “Üyelerimizin yüzde 39’u, 50 milyar doların üzerinde bir negatif etki beklerken; yüzde 30’u bu etkinin 26 ilâ 50 milyar dolar bandında gerçekleşmesini bekliyor. Yüzde 31’inin tahmini ise, negatif etkinin daha sınırlı kalacağı ve 11 ilâ 25 milyar dolar arasında olacağı şeklinde. Hangisi olursa olsun; bu senaryoların hiçbiri kabul edilemez. Ancak, bütün bunların içinden iyi bir hikâye çıkarmak mümkün” diye konuştu.
“Süreci çok doğru yönetmemiz gerekiyor”
Türkiye takım tezgahları sektörünün ihracatının yüzde 80’ini oluşturan; sac şekillendirme makineleri, presler, lazer ve plazma sac işleme makineleri üretimi konusunda oldukça iyi bir noktada bulunduğunu hatırlatan Varlık, şunları aktardı: “Ancak; CNC işleme merkezi, torna tezgahları ve taşlama gibi hassas işleme makineleri tarafında halen ithalatçıyız. Çin’den sonra Avrupa, Amerika ve bizde kontrollü bir şekilde yeni normale geçiş süreci başladı. Dış ticaret ve fiyat bazlı rekabet yeni normal nedeniyle eskisi gibi olmayacak. Eskiden fiyattan ötürü tercih edilmezken; bugün pek çok pazara jeopolitik olarak çok daha yakın bir noktada bulunmamız, hastalığı kontrol altında tutmamız, yeni normale geçiş sürecini sağlık öncelikli olarak yürütmemiz gibi nedenler daha çok tercih edilmemizi sağlayabilir. Dolayısıyla, bizim makine tarafındaki becerilerimizi diğer avantajlarımızla birleştirerek süreci çok doğru yönetmemiz gerekiyor. Bunu yapmamız halinde, lider pazarlarımız olan ABD, Rusya, Polonya, Almanya ve Kanada başta olmak üzere 173 ülkedeki Türk makinesinin kullanım oranını artırabiliriz.”
“Sektörü güçlendirecek adımları hızla hayata geçirmeliyiz”
Dünya tedarik zincirinde meydana gelecek olan kırılmalarla ortaya çıkacak fırsatların, yerli üretime ağırlık verilmesi halinde çok daha pozitif tablolar doğurabileceğini söyleyen Fatih Varlık, “Sektörümüzü daha da güçlendirecek adımları hızla hayata geçirmemiz gerekiyor. Takım tezgahları üretimini artırmak için Almanya, Tayvan, Japonya, İspanya ve İtalya’da başarıyla uygulanan kümelenme modelini; Kocaeli, Bursa, İzmir ve Konya’da hayata geçirebiliriz. Teknik üniversitelerin mühendislik fakültelerinde ‘Takım Tezgahı Mühendisliği Bölümü’ açabilir, gelişim ve üretim sürecinin hızlı olabilmesi için sadece bu sektöre yönelik ‘Ar-Ge ve Mükemmeliyet Merkezi’ kurabilir, yatırım finansman destekleri oluşturulabilir, üretilebilecek yüksek teknolojili metal işleme takım tezgahları ile birlikte, metalürji (malzeme) alanında da çalışmalar yapabiliriz. Bunların yapılması, yüzde 15 olan yerli ve millilik oranını ilk etapta yüzde 25’e çıkarabilir” şeklinde konuştu.
“Sektör olarak destek bekliyoruz”
Ciddi fırsatlar barındıran sektörün, yaşanan krizin getirdiği sorun ve sıkıntılarla tek başına başa çıkamayacağına da vurgulayan TİAD Başkanı Varlık, destek beklediklerini kaydetti. Varlık, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Dünyanın en gelişmiş teknolojik alt yapı ve üretimine sahip ülkeleri olan Çin, Japonya, Almanya, Güney Kore ve ABD, aynı zamanda dünyanın en güçlü takım tezgahı sektörüne sahip ülkeleri. Takım tezgahları sektörü, diğer sektörlerde oluşturduğu çarpan etkisiyle ciddi bir ekonomik değer oluşumuna katkıda bulunuyor. Sadece havacılık, savunma, otomotiv, beyaz eşya ve kalıpçılık gibi Türkiye ihracatının lokomotif sektörlerine takım tezgahları sektörünün değer bazındaki katkısı 2019’da 21 milyar dolar olarak gerçekleşti. Geleceğe yön veren politikaları oluştururken, sektörün kesinlikle dışarıda bırakılmaması gerekiyor.”