Automation Fair bu yıl 30. kez düzenlendi

Endüstriyel otomasyon ve dijital dönüşüm alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden Rockwell Automation, 30.’sunu hibrit olarak gerçekleştirdiği Automation Fair’de, endüstriyi 5.0’a yönlendiren teknoloji trendlerini masaya yatırdı.

  • 07 Aralık 2021
Automation Fair bu yıl 30. kez düzenlendi

ABD’nin Houston şehrinde bu sene 30.’su hibrit olarak düzenlenen Automation Fair’de, uzaktan bağlantı, çoklu dijital ikizlerle gelişmiş mühendislik, fiziksel ve dijital varlıkların harmanlanması ve insan-makine etkileşimlerindeki değişiklik gibi etmenlerle sektörün Endüstri 5.0’a doğru ilerlediği açıklandı.

Perducat: “Eşi benzeri görülmemiş bir dönemden geçiyoruz”
Automation Fair’de yaptığı konuşmada, otomasyon tedarikçilerinin yakın geleceğe dair planlarını paylaşan Rockwell Automation Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Teknoloji Direktörü Cyril Perducat, “Sektörümüz için eşi benzeri görülmemiş bir dönemden geçiyoruz. Geleceğin yolu çizildi; o yola girdik bile. İlk olarak 2011 yılında duyduğumuz Endüstri 4.0’ı düşünüyorum ve geçtiğimiz 10 yılda, Endüstri 4.0’ın sunabilecekleri konusunda kesinlikle çok şey öğrendiğimizi görüyorum. Covid-19 pek çok boyutta işleri hızlandırdı” dedi.
Etkinlik katılımcılarına Endüstri 4.0’a geçişin tamamen gerçekleşmese bile Endüstri 5.0’a geçişin mümkün olup olamayacağını soran Perducat, “Frost & Sullivan’ın Endüstri 4.0 ile Endüstri 5.0 karşılaştırmasında; müşteri deneyimi sunma, hiper düzeyde özelleştirme, yanıt veren ve dağıtılan tedarik zinciri, deneyimle etkinleştirilen (etkileşimli) ürünler ve personelin fabrikalara dönüşü erişilebilir ve etkili olabilir” ifadelerini kullandı.

“Endüstri 5.0 ile insanlara daha fazla özellik sunabiliyoruz”
Endüstri 5.0 ile insanlara daha fazla özellik sunabildiklerini belirten Perducat, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Şu anda insan kaynakları kısıtlı. İnsan-makine etkileşimini daha verimli hale getiren sistemler sunarak; hem daha fazla etki yaratır, hem de güvende kalırız. Kurumsal düzeyde kontrol sağlamanın etkinliğine inanıyoruz. Yazılım tanımlı yapıya sahip sistemlerin ve temelini oluşturan donanımın olması gerekli. Bu, donanımın kullanım dışı hale gelmesi demek değildir. Sistemin her bir parçası akıllı olmak zorunda da değil. Uç + bulut mimarisi ise, temel nitelikte ve cihazdan uca ve buluta kadar sistemin bütününün akıllı olması yeterlidir.”

“Kontrol ve robotlar arasındaki sınır her geçen gün daha da bulanıklaşıyor”
Kontrol ve robotlar arasındaki sınırın her geçen gün daha da bulanıklaştığını kaydeden Perducat, “Bu daha da karmaşıklaşan yapıda, güvenlik oldukça temel nitelikte. Güvenliğin olmadığı yerde sistem işlevsizdir. Birleşik ortamda kontrol, güvenlik ve hareket bir çatı altında toplanır ve entegre bir şekilde çalışmalıdır. Bu, özellikle robotik uygulamaların büyümesi konusunda geçerli. Yapay zeka, mimari tabanlı ve kurumsal düzeyde olduğunda operasyon yönetimi daha verimli hale geliyor. Bütüncül bir görünüm elde etmek için çok fazla veri ve bu verileri işleme olanağı gerekli. Bu durum, kısmen uygulanan yapay zekanın gücüyle otonom hale gelmek zorunda. Bir araç daha eklenecek anlamına gelmiyor. Yapay zeka, mimarinin her zerresinde yer alıyor. Makinede yapay zekayı kullanarak titreşimleri verilere dönüştürebiliriz. Yapay zekayı süreç modelleme açısından değerlendirebiliriz. Model kestirimci kontrol, yapay zeka ile birlikte evrilir. Mimarinin tüm unsurlarını organize edebildiğinizde ise bir sistem elde edilebiliyor” diye konuştu.

“Mevcut sistemleri yeni teknoloji ile güçlendirme olanağımız var”
Yapay zekanın yeni nesil tasarımı basitleştirmeye de yardımcı olduğunun altını çizen Perducat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapay zeka kullanarak, tıpkı omuz omuza çalışan meslektaşlar gibi kod blokları oluşturulabilir. Yalnızca bu bloklardan birinin insan olanaklarını güçlendiren yapay zeka olduğunu düşünün.”
Otonom üretime giden yoldaki bir sonraki adımı müşterilerine değer sunma fırsatı olarak gördüklerini belirten Cyril Perducat, “Otonom sistem, otonom kontrol sistemlerinin temel ilkelerini yeniden şekillendiriyor. Eskiyi yıkıp yenisini inşa etmeniz gerekmiyor. Mevcut sistemleri yeni teknoloji ile güçlendirme olanağımız var. Bu dönüşüm yalnızca teknoloji yeniliği olmayacak. Teknoloji yalnızca olasılıklar ya da potansiyel değerler yaratır. Kullanıcıların bunlara erişebilmesi gerekir. Bu nedenle, kullanıcı deneyimi açısından yenilik sağlamak zorundayız. Bunu tüm ürünlere, deneyimlere ve modellere getirmek istiyoruz. Dijital tabanlı bir dünyada yenilik, teknolojinin ve özelliklerin ötesine uzanır” diyerek sözlerini sonlandırdı.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ