Aydoğdu: “Tezmaksan olarak yerli ve milli kontrol ünitesi ürettik”

İleri teknoloji üretimi için Ar-Ge departmanına yıllık cirosunun yüzde 2’sini aktaran Tezmaksan, Endüstri 4,0 odaklı ürün grubuna bir yenisini daha ekledi. Şirket, kendi üretimi olan robotlu otomasyon sistemi Cubebox’ta kullanılmak üzere Robocam’ı geliştirdi. İç pazarda satışa sürülen Robocam, yakın bir zamanda uluslararası pazara da sunulacak.

“Endüstri 4.0 konusunda deneyim biriktiren firmalarımız var”
Türkiye’nin Endüstri 4.0 konusunda deneyim biriktiren firmalarının bulunduğunu ve salgın ya da benzeri olağanüstü durumlarda üretiminin devamının mümkün olabileceğine dikkat çeken Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, şirket olarak yedi yıl önce bir karar alarak teknoloji üretmeye başladıklarını ifade etti. Yakın zamanda robotlu otomasyon sistemi Cubebox’ı ürettiklerini anlatan Aydoğdu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Yerli robotlu otomasyon sistemimizin kontrol ünitesinin de yerli olmasını istedik ve Robocam’ı tasarladık. Yine yerli ve milli robotlu otomasyon sistemi olarak geliştirilen Cubebox, verimliliği artırdığı gibi hatalı duruşa ve hataya izin vermiyor. Operatör robot iş birliğine yeni bir boyut kazandıran Cubebox, fabrikanın insansız çalışması gereken süreçlerinde de rahatlıkla kullanılabiliyor. Türkiye kontrol ünitesi üretmediği için, küresel piyasada ürünlerinin rekabetçiliği ne yazık ki istenen seviyede değil. Biz bu açığı kapatmak için robotları kontrol edebilme yeteneğine sahip yazılımın kapsamını genişlettik ve Robocam böylelikle doğdu. Artık bütün robotlu makinelerde kontrol ünitesi olarak çok rahat bir şekilde kullanılabiliyor.”
Robocam ile birlikte operatörlerin program bilmelerine de gerek kalmadığını söyleyen Aydoğdu, “Robot, Robocam ile kendi programını kendisi yapıyor. Bu, operatöre kolaylık sağladığı gibi, robotun referans tanımlama işlemleri esnasında kaybedilen zamanlar da minimize ediliyor.”

“Covid-19 üretimde ciddi gerilemeye sebep oldu”
Robotlu otomasyon sistem ve yazılımlarının yanı sıra, ürün verimlilik takip programları da geliştirdiklerini belirten Aydoğdu, “Üretimin geleceğini bu modeller belirleyecek. Türkiye’nin de bir an önce ve hızlı bir şekilde buna uyum sağlaması gerekiyor. Yaşanan salgın ile bunun önemi çok daha net bir şekilde görüldü.”
Covid-19 salgınının sadece insanların hayatlarında değil, toplamsal hafızada da büyük sarsıntılar yarattığını aktaran Hakan Aydoğdu, ekonomi ile üretimin de ciddi gerileme ve sarsıntılarla söz konusu durumun dışında kalmadığını söyledi. Hastalıkla mücadele için uygulanan karantina koşullarına ve ölüm oranlarına da dikkat çeken Aydoğdu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Türkiye’de üretimin şu anda devam edebilmesi için insanların iş yerlerine ve fabrikalara gitmeleri gerekiyor. Oysa, Almanya, Kore ve Japonya’daki ölüm oranlarının azlığı sadece sağlık sisteminin iyi olması ya da sadece alınan kararlarla ilgili değil. Bahsi geçen ülkeler, robotlu üretim, otomasyon ve uzaktan takip sistemleri alanındaki yatırımlarıyla dikkat çekiyorlar. Kriz anlarında insanı koruyan; ama üretimin de devamını sağlayan sistem ve modele sahip olmanız, yaşadığınız trajedinin boyutunu minimize edebiliyor. Bu üç ülkede bunu gördük.”