Makine Haber

Makine sektörünün gelecek stratejisi çalıştayda ele alındı

Makine sektörü, Ticaret Bakanlığı ‘İhracat Ana Planı’ kapsamında gelecek vizyonunu konuşmak üzere bir araya geldi. MAİB’in ev sahipliğinde düzenlenen ‘Makine Sektör Çalıştayı’na; Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede ile TİM Başkanı İsmail Gülle de katıldı.

  • 03 Aralık 2019
Makine sektörünün gelecek stratejisi çalıştayda ele alındı

Ticaret Bakanlığı ‘İhracat Ana Planı’ kapsamında stratejik sektörler arasında konumlandırılan makine sektörü, Makine İhracatçıları Birliği’nin (MAİB) organizasyonuyla düzenlenen ‘Makine Sektör Çalıştayı’nda buluştu. MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu’nun açılış konuşmasıyla başlayan çalıştayda; Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan da, sektör dernek başkanlarının değerlendirmelerini ve önerilerini dinlerken, makine sektöründe ihracatın artırılması için attıkları adımları da aktardı.

Pekcan: “Yeni ürün ve stratejilerle yeni pazarlara girmeyi hedefliyoruz”
Hedef sektörlerin uluslararası rekabet gücünü artırmak üzere bir yol haritası belirlediklerini belirten Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Mevcut pazarlarımızda rekabet gücümüzü artırmaya çalışırken, yeni ürün ve stratejilerle yeni pazarlara girmeyi hedefliyoruz. Küresel teknoloji savaşları içinde yüksek teknolojili ürün ihracatına yönelik önemli fırsatlar var. İhracatçılarımızla birlikte bunları iyi değerlendirmeyi amaçlıyoruz. Hedef sektörler arasında makine sanayiine yer verdiğimiz ‘İhracat Ana Planı’ ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ‘Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nda stratejik sektörlerin kesiştiğini görüyoruz. Sürdürülebilir büyümenin odak noktası Ar-Ge, inovasyon ve teknolojik gelişimdir. Yol haritamızı belirlerken, uluslararası rekabetteki gücümüzü artıracak şekilde dünyadaki bu trendleri dikkate alıyoruz” diye konuştu.

Karavelioğlu: “Türkiye makine sektörü eşi görülmemiş bir başarı hikâyesi yazıyor”


Makine sanayiinin iyi örgütlenmiş, katılımcı ve disiplinli bir sektör olduğunu ifade eden MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu da, sektörün önemli gündem maddelerinin, bakanlıkların eş zamanlı strateji belgelerinde güçlü vurgularla yer almasından dolayı memnun olduklarını aktardı.
Makine sektörünün dünyanın en büyük ticaret alanı olduğunun altını çizen Karavelioğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Uluslararası rekabet; makine, elektronik ve yazılımın birlikte geliştirilmesini şart koşuyorr. Makine ihracatımız 17 yıldır dünya ortalama artışının dört misli bir hızla artıyor. Türkiye makine sektörü eşi görülmemiş bir başarı hikâyesi yazıyor. Hedef ülkelerde ve potansiyeli yüksek ürün gruplarında beklenen ihracat artışını bütün ülkelerde ve sektör genelinde de yakalayabilirsek, 2030 yılında 4,5 trilyon dolara ulaşması beklenen dünya makine ihracat pazarından 63,3 milyar dolar pay alabiliriz.”

“Makine sektörümüz rekabetçi olamazsa Türkiye de rekabetçi olamaz”
Yakın tarihe kadar ticarette ve üretimde lider ülkelerin hem katma değeri düşük, hem de orta segment ürün gruplarında liderliği Doğu’ya kaptırmanın telaşını yaşadıklarına dikkat çeken Karavelioğlı, “Dünyada üretilen makinelerin yüzde 20’ye yakınını üreten Çin’in en fazla yatırım yaptığı alan ısrarla makine imalatıdır; üretim gücünü teknoloji seviyesini yükseltmek hedefiyle tahkim ediyor. Bütün gelişmiş ülkelerin sanayi ve dış ticaret stratejilerinin merkezinde makine ve teknolojide liderlik hedefi var. Makine sektörümüz rekabetçi olamazsa Türkiye de rekabetçi olamaz” dedi.

“Ölçek sorunumuz var”
Bakanlıkların ‘odak sektör’ olarak makineyi seçmesinin; üretim, teknoloji ve dış ticaret alanlarında kapsamlı ve detaylı programlar hazırlamayı zorunlu kıldığını söyleyen Kutlu Karavelioğlu, şöyle konuştu: “Ölçek sorunumuz var; firma sayısını daha fazla artırmak yerine ölçeklerinin büyümesini sağlamalıyız. Bunun için de, kayıt dışı ile hep birlikte mücadele etmeliyiz. Fikri mülkiyet ile piyasa denetleme-gözetleme en önemli koruma araçlarımızdır. Ölçek sorununu aşmak üzere teşvik ve desteklerin de seçici, yönlendirici, performansa dayalı olması gerektiğine; fakat makine ithalatını kolaylaştırmaması gerektiğine inanıyoruz.”

“Desteklerin kısa vadeli olması sektörü olumsuz etkiliyor”
Karavelioğlu, ihracatın ve ihracatçının finansmanının da öncelikli konular arasında yer aldığını belirterek, “İhracatı en fazla oranda destekleyen Eximbank bizde; fakat desteklerin kısa vadeli olması makine sektörünü olumsuz etkiliyor. Makineler orta uzun vadeyle satılır ve alıcı finansmanı esastır. Türkiye’nin ihracatının yüzde 10’undan fazlasını yapan sektörümüzün Eximbank kaynaklarının sadece yüzde 4’ünü kullanıyor oluşu, bu konuda sektörel açılımlar gerektiğini gösteriyor” dedi.
Son iki yılda kurulan 150 Ar-Ge ve tasarım merkezinin katkı vermesi için zamana ihtiyaç olduğunu vurgulayan Karavelioğlu, şöyle devam etti: “Yüksek teknolojili makineler, bilhassa mühendislik makineleri referansla satılır. İş bitirme belgeleri, özel imalat veya projeli işlerde bir sertifikasyon mahiyeti taşır. Bu referanslar ancak yurtiçinde yapılacak işlerle sağlanabilir. Kamu yatırımlarını lehimize çevirmek zorundayız.”

Büyükdede: “Makine imalatçılarının rekabet güçlerini korumaları gerekiyor”
Makine imalatçılarının rekabet güçlerini korumaları gerektiğine, aksi halde yerli sanayicilerin ithalata yöneleceklerine dikkat çeken Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede ise, “Stratejik sektörler arasında yer alan ve ‘Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nda öncelikli alan olarak belirlediğimiz makine sektöründe, zaman zaman firmaların Uzak Doğu ile rekabet etmekte zorlandıklarını görüyoruz. Yerli makine imalatçılarının yurtiçindeki etkinliklerinin korunması önceliğiyle gerekli düzenlemelerin hayata geçmesinin, Türkiye’nin sanayileşmesi yönünde önemli bir adım olacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Gülle: “En büyük potansiyel makine sektöründe”
En büyük potansiyelin ve en çok gidilecek yolun makine sektöründe olduğunu belirten Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, otomotivden tekstile, halıdan tarıma ve daha birçok sektörde üretimin makinelerle gerçekleştiğine dikkat çekti. Sadece makine ihracatında değil, diğer sektörlerin ihracatında da yerli makine kullanımının artması gerektiğini anlatan Gülle, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Makine sektöründeki Ar-Ge yatırımları ve patent sayısı, toplam imalat sanayii içinde yüzde 20’ye ulaşıyor. Tescilli marka sayısı 3 bin 987’e yükseldi. Makine sanayii en fazla Ar-Ge merkezi olan sektör. Sadece geçtiğimiz sene 59 yeni Ar-Ge merkezi açıldı ve bu alanda toplam sayı 176’ya yükseldi. Makine sektörümüz, 5,6 dolar birim fiyatla katma değer ortalamamızın çok üzerinde seyrediyor. İhracatçılarımızın yoğun gayretleriyle yakalamış oldukları başarılı ivme sayesinde, 2010 yılında yüzde 40 seviyesinde olan sektörümüzdeki ithalatı karşılama oranını bugün yüzde 62’ye taşımayı başardık.”

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ