Determann: “Otonom araçlar tercih ve davranışları değiştirecek”
‘Veri Mahremiyeti, Güvenlik ve Verinin Metalaştırılması-Küresel Eğilimler’ başlıklı bir etkinlik düzenleyen İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü, Silikon Vadisi’ndeki şirketlere danışmanlık yapan Prof. Dr. Lothar Determann’ı ağırladı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü, ‘Veri Mahremiyeti, Güvenlik ve Verinin Metalaştırılması-Küresel Eğilimler’ başlıklı etkinlikte, Silikon Vadisi’ndeki şirketlere danışmanlık yapan Prof. Dr. Lothar Determann’ı ağırladı.
Determann etkinlikte, araçların da bilgisayarlar gibi program yüklenebilen ve kişiselleştirilebilen açık kaynaklı bir yapıya büründüğüne dikkat çekti. Araçların içinde yüzlerce bilgisayar programı olduğunu belirten Prof. Dr. Determann, şunları aktardı: “Araçlar artık tekerlekli bilgisayar olarak nitelendirilebilir. Birçok program harmoni içinde çalışıyor ve kullanıcı tarafından müdahale edilemiyor. Telefon bağlayıp müzik dinlemek dışında kişiselleştirilemiyor. Açık kaynaklar sayesinde kişiselleştirebileceğimiz ve
Tercih ve davranışların da değişeceğini vurgulayan Determann, “Kullanıcılar artık beygir gücü gibi eski usul değerlerle uğraşmayacak. Çünkü, sürücüsüz (otonom) araçlar hız limitlerine göre, trafik kurallarına uyarak hareket edecek. Dahası, kimse araç kullanmak zorunda kalmayacak” diye konuştu.
“Araçlar çok sayıda veriyi işleyip paylaşacak”
Araçların çok sayıda veriyi işleyip paylaşacağına da vurgu yapan Lothar Determann, yol, hava ve tüketim gibi sürücüleri ilgilendiren verilerin yanı sıra, araç üreticileri ve hatta hükümetleri ilgilendiren verilerin de söz konusu olduğunu belirtti. Determann, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sürücüsüz araçlardan toplanan veriler, devletler tarafından akıllı şehirler kurma amacıyla kullanılırsa ortaya muazzam bir tablo çıkar. Verilerimizin paylaşılmasına dair siber güvenlik korkusunun önüne geçilmesi için değişmesi gereken teknoloji değil, şirketler ve hükümetlerdir. Gerekli güven ortamının sağlanması gerekir.”
“Verinin sahipliğinden bahsetmek mümkün değil”
Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) başta olmak üzere Avrupa Birliği’nin getirdiği yasa ve regülasyonlarının veri paylaşımı konusundaki kısıtlayıcı yaklaşımının, kişisel verilerin korunması ve gizlilik haklarına eskiye kıyasla kayda değer bir katkısının olmadığını düşündüğünü ileten Prof. Dr. Determann, veri paylaşımını kısıtlayıcı yaklaşımları eleştirirken, aynı zamanda sınırın da bilinmesi gerektiğini de vurguladı. Kaynakların tamamının açık ya da ücretsiz olmasının, büyük firmalar açısından da olumsuzluklar yaratabileceğini belirterek, yeni nesil yazılımların güvenlik sorunlarına dikkat çeken Determann, şunları aktardı: “Elbette herkese güvenlik sisteminin nasıl çalıştığına dair bilgilerin tamamını veremezsiniz, ya da verilerinizin tamamını paylaşamazsınız. Fakat, söz konusu Tesla gibi arabalar ve de günlük hayat kalitesini yükseltecek teknolojiler ise, inovasyonun gelişimi açısından verinin açık olması olumlu bir tutumdur. Verinin sahipliğinden bahsetmek mümkün değil, veri bir eşya gibi satıldıktan sonra beğenilmediğinde veya istenmediğinde başkasına verilen veya iade edilebilen bir şey olmamalı. Bu sebeple de, zaten veriye sahiplik konseptinin tartışılması mantıklı değil.”
“Otonom araçlar yorulmuyor”
Açık kaynaklı yeni nesil araçların, siber güvenliğin yanı sıra fiziksel güvenlik açısından da bazı soru işaretlerini beraberinde getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Determann, şu ifadeleri kullandı: “Bu araçlar yüzde 100 güvenli demek mümkün değil. Ancak yeni nesil araçlar; dalgın, yorgun, uykusuz ya da alkollü sürücüler kadar büyük bir sorun teşkil etmeyeceğinden, durumun gelecekte şimdiye oranla daha iyi olacağını söylemek mümkün. Teknolojinin hızlı gelişimi daha güvenli araçların önünü açacak.”