Karavelioğlu: “Covid-19 krizini yönetmeye odaklandık”
Çin’in küreselleşmiş makine imalatçılarının ana üretim üssü olduğunu ifade eden MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Covid-19 salgınının küresel üretim ve ticarette neden olduğu aksaklıklardan en hızlı etkilenecek sektörün makine imalat sanayii olduğunu dile getirdi.
Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve teknoloji geliştirme bölgelerini etki altına alan Covid-19 salgınının küresel üretim ve ticarette neden olduğu aksaklıklardan en hızlı etkilenecek sektörün makine imalat sanayii olduğunu söyledi. Tedarik zincirlerinin zaaflarıyla yüzleşmekte olan global markaların Çin’deki üretim yatırımlarının geleceğini tartışmaya virüsten çok önce başladıklarını belirten Karavelioğlu, “Son iki yıldır keskinleşen korumacı politikaların meydana getirdiği belirsizlikler, salgın hastalıklar karşısındaki çaresizlikle daha da pekişecektir. Üretimin Batı’ya doğru çekilip, makine geliştiren ülkeler arasında daha dengeli bir şekilde paylaştırılacağı bir geçiş dönemine hazır olmalıyız” diye konuştu.
“Çin, küreselleşmiş makine imalatçılarının ana üretim üssü”
Çin’in küreselleşmiş makine imalatçılarının ana üretim üssü olduğunu vurgulayan Karavelioğlu, şöyle konuştu: “Çin, dünya makine üretiminin üçte birini, toplam makine ihracatının ise beşte birini tek başına yapıyor. Yıllık 430 milyar dolara ulaşan makine ihracatının yüzde 50’sini AB ve ABD’ye yapan ülke, ihracatının yüzde 25’ini ise Japonya, Kore ve Singapur üzerinden dünyaya gerçekleştiriyor. Bu kadar güçlü ve vazgeçilmez hale gelmiş olan Çin’in yatırım çekme ve büyüme konularındaki agresif stratejileri, makine sektörünün diğer merkez bölgelerini tedbir almaya zorluyordu. Covid-19 salgını bu süreci hızlandırdı.”
Çin’in makine imalat sanayiinde yaşanacak bir sıkıntının bütün dünyayı etkileyeceğini belirten Karavelioğlu, “Komponent ve ara-malı akışı daralmaya başladı. Fason imalatta ortaya çıkacak sorunlar, makinelerin menşe kazandığı ülkenin marka değerine de bağlı olarak dış ticaret rakamlarını 2-3 kat düşürebilir. Tahmin yapmak kolay değil; fakat kriz kontrol altına alınamaz ve tam karantina uygulanan eyaletler artarsa, makine alt dallarında farklılaşan, bazı grupların ihracatında değer bazında yüzde 5’e, miktar bazında ise yüzde 10’a kadar daralmalarla karşılaşabileceğimizi öngörerek pozisyon almaya çalışıyoruz. Yaşanan riski yönetmek için, atıl kapasitelerimizin yetmeyebileceği alanlarda ölçek büyütmek gerekeceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Makine sektöründeki bir sorun bütün sanayi dallarının sorunudur”
Salgından dolayı komponent, yarı mamul ve hammadde ihtiyacını Çin’den karşılayamayan makine imalatçılarının ciddi sıkıntılar yaşayacağının altını çizen Karavelioğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bir an önce virüsün tedavisinin bulunmasını ve daha fazla can kaybı yaşanmamasını temenni ediyoruz. Fakat, işlerin de bütün dünyada devam etmesi gerekiyor. Makine sektöründeki herhangi bir sorun bütün sanayi dallarının sorunudur. Türkiye’nin makinecilerinin küresel sisteme entegrasyonunun Almanya ve ABD üzerinden olduğunu görüyoruz. Bu ana iki pazarımızdan başlayarak, tüm imkânlarımızla makine kullanıcılarının ihtiyaçlarına cevap vermek istiyoruz. Bu süreçte ciddi sorunlarla karşılaşacak olan Avrupalı makine imalatçılarının gözlerini Türkiye’ye dikmesinin beklenen bir gelişme olduğunu düşünüyoruz.”
“Teşvik ve destek mekanizmaları geliştirmeliyiz”
Salgın krizinin küresel markaların doğrudan yatırım planlamalarında takvimi öne çekebileceğini belirten Kutlu Karavelioğlu, “Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı firmalar, global ihtiyaçlarını ilk etapta ölçek artışıyla karşılamaya çalışacaklardır. Makine üretim yatırımlarının bir seneden kısa sürelerde yapılamayacağını ve tevsi projelerinin ağırlık kazanacağını düşünerek, teşvik ve destek mekanizmaları geliştirmeliyiz. Orta vadede de, yeni adres arayacak yatırımları Türkiye’ye çekmek konusunda aktif, istekli ve ısrarcı olmalıyız” dedi.
“Makine imalatçılarına güven veren bir yatırım ortamı sağlanmalı”
Yabancı sermaye çekmenin ilk şartının makine imalatçısına güven veren bir yatırım ortamı sağlamak olduğunu dile getiren Karavelioğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Yatırım ortamının cazip hale getirilmesi için kayıt dışıyla mücadele ile piyasa denetimi ve gözetiminde tavizsiz bir tutum sergilemeliyiz. Ölçek zaafımızı ortadan kaldırmak ve Ar-Ge faaliyetlerimizi sürdürülebilir kılmak için de bu elzemdir. Üretim üslerinin coğrafya değiştireceği, virüs tedarik zincirlerini vurmadan önce de belliydi. Geçiş dönemini iyi değerlendirebilirsek, yeniden sanayileşme çabamız için çok önemli kazanımlar elde ederiz.”